ATA OCAĞI KÜLTÜR VE SANAT EVİ IĞDIR



Etnografya (Toplum Bilimi) Nedir / Etnografya Hakkında

Geçmiş uygarlıklara ait gelenek, görenek, giysi ve gündelik hayat ile ilgili çeşitli eserlerin sergilendiği müzelerdir

ATA OCAĞI KÜLTÜR VE SANAT EVİ:  ığdır Merkeze bağlı Melekli Köyünde bulunan Ata Ocağı kültür sanat evi köyün geçmişini yansıtan önemli ev eşyalarının sergilediği bir yerdir. Doğa düşkünlerinin en çok ziyaret ettiği yerler arasında bulunan Nuh’un İzinde Gezi  parkuruyla Sanat sokağının başladığı noktada bulunan  bu kültür sanat evi sanatı hayatla özdeş tutan özgün ve çağdaş müze algısının parçasıdır.  

   Nuhun izinde gezi parkuru sonrası  uğrayacağınız en güzel yerlerden birisi olan Ata ocağı Kültür ve sanat evinde; Iğdır yöresi ve Türk boylarına özgü giyim ve kuşamların yanısıra  ev eşyaları, eski tarım aletleri, halılar, nazarlıklar, heykeller ve bu bölgede yaşamış bir çok uygarlığın izlerini yansıtan objeler yer alıyor. Müze 2003 yılında gönüllü kültür elçisi Coşkun Oluz tarafından kurulmuştur.

    Iğdır yöresinde Ata ocağı yada Balahana olarak adlandırılan bu evler yöreye has özgün mimariyi yansıtmakla birlikte, dededen  kalma bir kutsal miras olarak kabul edilmekte ve gelecekte bu ocaktan dağılan herkesin bir araya yeniden gelebilecekleri bir mekan olarak kabul etmektedirler.

 

 
ATA OCAĞI YÖRESEL EV
(Ağrı dağının eteğinde bir köyde, Iğdır / Melekli 'de)

Nuh’un ektiği fideleri yerinde görmek, Ruhun ölümsüzlüğüne şahit olmak ve başınızı bir müddet Ağrı dağının dizlerine koymak istiyorsanız, bulutları perde perde delip gökyüzüne yükselen heybetli Ağrı dağının gölgesindeki bu yöresel ev sizleri bekliyor.
- Haftalık ve aylık sadece ailece konaklayacağınız bir mekan 
- Iğdır Hava alanına 20 dakika uzaklıkta
- Nahcivan (Azerbaycan) sınır kapısına 70 kilometre.
- Iğdır şehir merkezine 3 kilometre.
- Iğdır Anıt müzeye 2 kilometre.
- Iğdır Melekli İrem bağlarına 2 km
- Iğdır koçbaşlı mezar taşları açık hava müzesine 1,5 km
- Ağrı dağı milli parkı' na 15 kilometre.
- Doğubeyazıt ishak paşa sarayına 60 km.
- Kars ani harabelerine 127 km
- Tuzluca tuz mağaralarına 39 km.
Iğdır Kervansarayına 32 km uzaklıkta
ayrıca yöresel ev ile İran sınırı 60 km, Ermenistan sınırı 15 km Nahcivan Özerk cumhuriyeti sınırı ise 70 kilometredir.

airbnb : https://www.airbnb.com.tr/users/show/501910095




#ığdırsanatsokağı

KÜLTÜR VE SANAT SOKAĞI

Melekli köyü/Iğdır/Turkey

       Gün gelir yolunuz  Ağrı dağına düşerse bu dağın gölgesinde kurulu bir köyün daracık keşfedilmemiş sokağı karşılar sizleri, sokağın adı SANAT SOKAĞI.   Sokağa girdiğinizde  Ağrı Dağının eşsiz görüntüsü ile birlikte bir kültür yolculuğuna başlarsınız. Kendinizi sokak boyunca alabildiğine huzurlu bir düşte, geçmişten gelen seslere sarılmış ve dalında sallanan binbir çeşit doğal meyvelerin kokusu ile mest olurken bulursunuz. Burası Türkiyenin en doğusunda yer alan Iğdır ilinin en nezih köylerinden Melekli’de yer alan “Kültür ve Sanat sokağı”. Burası üzerine 3 kutsal kitapta adından ve mahiyetinden sonsuzluk kelamları ile bahsedilen, meşhur Ağrı Dağının gölgesinin düştüğü sokak. Nuh’un fideleriyle yeşeren kent diye anılan bu köydeki  sokağı diğer sokaklardan ayıran bir diğer özellik ise göğü perde perde delip gökyüzüne doğru yürüyen yeryüzünü yani “Ağrı dağını”  dimdik karşınızda görmenizdir.  Sokağın başında dimdik duran  bu heybetli dağın  tüm ihtişamıyla kol kanadını açmış koruyucu bir ana gibi sizleri gözetlediğini hissedeceksiniz. Bulutların arasından ulaştığı gökyüzü katmanlarından binlerce yıldır eteklerinde kurulmuş Urartular, Medler, Huriler, Persler, ilhanlılar, Oğuzlar, Moğollar, Timurlar,  Sakalar, Arsaklılar, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Selçuklular gibi bir çok  uygarlıkların doğumuna ve yıkımına şahit olduğu gibi  seyreder durur bu sokatan geçenleri.

        Sokak boyu ilerledikçe her evin temelinde muhakkak Ağrı dağından koparılıp getirilen bir taşın olduğunu görürsünüz. Yöredeki inanışa göre, yeni bir ev kurulduğunda bu evin temeline Ağrı dağından bir taş konulursa o ocağın Ağrı dağı gibi sonsuza dek tüteceğine inanılır. Ağrı dağının gölgesinde kurulu bu sehrin insanlarıda bu dağı bir dağ gibi değil, duygularla yoğrulmuş, kişilik kazanmış birer varlık olarak görürler. zirvesi gökleri delip başı bulutlar içinde kaybolan bu dağı sanki tanrı ile konuşur  ve ilgi kurar gibi görürler.

Sanat Sokağı boyunca ilerlediğinizde açık hava müzesi, Tandır evleri, Tarihi çaybaşı cami  kütüphanesi, Manda, keçi ve kaz çiftlikleri, koç heykeli mezar taşları, doğal sebze ve meyve bahçeleri,  yöreye özgün duvar sanatları ve yöresel Balahana evleri sizlere eşlik edecektir.

         Sokağa paralel patika bir yoldan Ağrı dağına ilerlediğinizde doğa tutkunlarınında ilgisini çekecek benzersiz bir doğa manzarasının içinde bulacaksınız kendinizi. köy halkının adlandırdığı “Nuh'un İzinde gezi parkuru”, İrem bağları, doğa tutkunları ve fotoğraf düşkünlerinin keşfine bırakılmış muhteşem mekanlar ile Tarihi Kültepe, Urartu kale kalıntıları, hayat ağacı,  Neolitik dönemden kalma mağaralar ve sayamadığımız daha birçok görsel şölen ve aktivite fırsatını birarada sunuyor sizlere.

      Sanat sokağının girişinde bizlere geçmişten gelen örfü, kültürün ve sanatın en  yalın halini sunan ATA OCAĞI kültür ve sanat evi ise  içerisinde Iğdır yöresine ait biblo hediyelik eşya ve heykellerin üretildiği bir sanat atölyesi olmakla beraber yöreğe ait eski tarım aletlerinden tutun mutfak eşyaları ve yöresel giyim kıyafetlerin sergilendiği bir etnografya müzesi görevini üstlenmiş durumda. Iğdır yöresinde Ata ocağı olarak adlandırılan bu evler gelecekte bu ocaktan göçüp giden herkesin yeniden bir araya gelebilecekleri bir mekan, dededen kalma miras olarak kabul edilmektedir.

     Ayrıca sokak boyunca sizlerin hizmetlerine sunulmuş gönül kitaplıkları, her biri ata tohumu ile harelenmiş meyve, sebze bahçeleri ve geçmişin mimarisini bugüne taşıyan sokak haneleri yer alır. Her hanede atalarından kalma güney kafkasya kültürünü ve selamını gözlerinde bir sonraki kuşaklara aktarmak için saklayan ve Ağrı dağı misali ağırbaşlı yöre insanlarına rastlarsınız. İçiniz huzur ve umut dolarken gözlerinizi alamadığınız manzaralar arasında kaybolursunuz.Büyük ve kalabalık şehirlerde gökdelenler arasında kaybolan insanlar, bu sokağa geldiğinde binalardan çok insanların ön planda olduğunu görür ve misafir oldukları her evin baş köşesinde nerede o eski insanlar dediklerinde o insanların tam da karşılarında oturduklarını göreceklerdir.

    Nuh’un ektiği fideleri yerinde görmek, Ruhun ölümsüzlüğüne şahit olmak ve başınızı bir müddet Ağrı dağının dizlerine koymak istiyorsanız göğü perde perde delip yükselen bu heybetli dağın gölgesindeki sokak sizleri bekliyor.






SİMURG (ZÜMRÜDÜANKA) YÜRÜYÜŞ ROTASI:

Gezdikçe hem tarihe hem de doğaya doyabileceğiniz bir doğa yürüyüşü rotası olan Zümrüdüanka rotası, Iğdır’ın Melekli köyünden başlıyor Ağrı dağının püskürttüğü lavlların bittiği noktada bulunan Kasımtığı (Seyirtepe) tepesinde son buluyor. Kısa ve orta olarak 2 etaptan oluşan rotanın birinci etap uzunluğu ortalama 5 km, ikinci etap rota ise 12 km dir. Maceralı olduğu kadar huzurlu bir trekking rotası olan Zümrüdü anka rotası; ismini Türk mitolojisindeki Zümrüdüanka kuşundan alıyor.

1. Etap rota 5 km uzunluğunda olup Melekli Nevruz meydanından başlar sırasıyla Sanat sokağı (Iğdır ovasını Ağrı dağına taşıyan sokak), Kıpçak at çiftliği, Koçtaş mevki, İrem bağları, Petronun bağlarını, Kum düzü ve Deve yatağını geçerek Kasımtığı tepesinde son buluyor. Patika yolla Kasımtığ (seyirtepe) tepesinin zirvesine çıktığınızda Ağrı dağının bulutları perde perde delip gökyüzüne yükselen heybetli duruşunu göreceksiniz karşınızda. Yürüyüş boyunca Erikua ve Urartu krallığı gibi antik kentlerin kale kalıntılarını görmeniz mümkün. Temiz hava solumanın ve fotoğraf çekmek için Iğdır’ın en ideal treking rotalarının başında geliyor burası. Yürüyüşü kolay hale getirmek istiyorsanız yapacağınız tek şey yol boyunca işaretlenen mavi ok’larla birlikte Ağrı dağına doğru ilerlemek olacaktır.
2. Etap Rota 12 km uzunluğunda olup 7 vadiden oluşuyor, yine Melekli Nevruz meydanından başlayarak aynı güzergâhtan devam ederek Sinekler, mevkisnde bulunan Nuhun İzinde yürüyüş rotasıyla birleşiyor. Rota Koçtaş, Petro’nun bağları, Nal döken, İrem bağları, Rus bucağı, Gelintaşı gibi 7 vadiyi geçerek Kültepeye uzanır. Ağrı dağının püskürtüğü lavlar üzerinden kuzey batıya doğru ilerlediğinizde Çöl ve vahayı bir arada görmeniz rotayı daha cazip hale getiriyor. Ayrıca lavlar üzerinde çölün adeta ortasında kuraklığa inat tek başına yeşeren ve yaşamını inatla sürdüren Hayat ağacı ise rotanın bitiş noktasında yer alıyor. Parkur boyunca Görsel şölen İrem bağlarıyla birlikte Kasımtığı kaya mezarları, Taş devri mağaraları, Hazine tepe, Tarihi Kültepe, Galatepe gibi birçok uygarlığa ait kalıntıları inceleyebilirsiniz. Doğa, tarih ve kültürün bir arada sergilendiği bu rota doğal güzellikleri bakımından Türkiyenin en zengin treking rotalarının başında geliyor. 2022 yılında Melekli Ata Ocağı’nın katkılarıyla turizme açılan rota son zamanlar bisiklet ve fotoğraf düşkünlerinin en çok ziyeret ettikleri yerler arasında.


NUHUN İZİNDE YÜRÜYÜŞ PARKURU
Türkiye’nin çatısı olarak adlandırılan Ağrı Dağı’nın , insanı kendine çeken ve aşık eden büyülü bir coğrafyası var. Gittikçe daha çok gitmek istiyorsunuz. Yem yeşil vadileri, eşsiz zirvesi, dik ve sarp buzul kayalıkları, mağaraları, görkemli kanyonları, yüksek platoları, doğal manzarası, ve bir çok uygarlığın izlerini içinde barındıran bir doğa cenneti.
Ovadan Ağrı Dağına uzanan bu yolda ilerledikçe Doğa tüm güzelliğini burada gösterir insana. Rengarenk meyve bahçeleri, yol buyunca size eşlik eden kavak ağaçları, Avrupa’nın ve ülkemizin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı dimdik karşınızda açmış kollarını sizleri bekliyor.
Iğdır il merkezine sadece 3 kilometrelik uzaklıkta günübirlik mesafedeki ovadan Ağrı Dağı’na doğru uzayıp giden “Nuh’un İzinde Yürüyüş Parkuru”, İrem Bağlarının içinden geçerek Ağrı Dağı Milli parkına kadar uzanan parkurda, her yaş gurubu yürüyebilir, koşabilir, hatta bisiklet, fayton ve römorklu gezi turlarına katıla bilir.
Ağrı Dağı'nın eteklerinde Iğdır’ın ilk ve tek yürüyüş parkuru Mitolojik efsanelerin yanı sıra, Yontma taş devri, Urartular, İlhanlılar, Karakoyunlu ve Akkoyunlu gibi geçmişteki bir çok medeniyeti birbirine bağlayan sıra dışı bir tabiat alanı.
Melekli-Karakoyunlu Kültepe, Korhan yaylası ve Ağrı Dağı Milli Parkınada içine kapsayarak Aralık ilçesine doğru uzanan bu doğa harikası parkur, Melekli CPL lisesi önünden başlıyor. Parkur üzerinde bulunan İrem bağlarında Tipik bağ evleri, baharda açan rengârenk çiçekler ve can şenlendiren dağ çilekleri rotayı daha da keyifli hale getiriyor.
Parkur, masalsı atmosferini biraz da bu İrem bağları ve Ağrı Dağına borçlu. Baharda yemyeşil, sonbaharda ise rengârenk yapraklarla birlikte yüzlerce çeşit kuş türü var. Onların ötüşleri ve yol boyunca dizilmiş yöreye has kaysı, kavak ve salkım söğüt ağaçları yürüyüşçülere eşlik ediyor.
Nuh’un İzinde Gezi Parkuru 2012 yılında ığdır Akud dağcılık kulübünden gönüllü çevre dostu Coşkun Oluz ve arkadaşları tarafından keşfedilmiş ve yapılan küçük bir çalışmayla 5 kilometre boyunca başlangıç ve yön işaret levhaları dikilmiştir, ROTA 5-8- ve 61 km olmak üzere kısa, orta ve uzun mesafe olmak üzere 3 ayrı rotadan oluşuyor. Parkurlar genellikle stabilize ve patika yollardan oluşuyor. Ayrıca parkurda 7 ve 14 kilometrelik iki adet dağ bisikleti rotası ve bir off road sahası mevcut. Rotanın en avantajlı özelliği yılın 12 ayı yürüyüş olanağı sunması. Parkurda 2 adet günübirlik yürüyüş rotası, 1 adet kamplı rotas bulunuyor.
--
1. Rota; Melekli CPL lisesi önünden başlar İrem bağlarından geçerek Kültepede son bulur. Rota uzunluğu 5 km dir.
2. Rota; Melekli CPL lisesi önünden başlar, Kültepe üzerinden geçiş yapılarak Karakoyunlu Açık hava müzesi önünde son bulur. Rota uzunluğu 8 km dir.
3. Rota; Melekli CPL lisesi önünden başlar Kültepe üzerinden eski İpek yolunu takip ederek Korhan yaylasında bulunan Jandarma karakolu yakınında bir gecelik kamp sonrası Ahura kaya mezarları üzerinden Aralık ilçe merkezine inerek son bulur. Rota uzunluğu 61 km dir.
Yontma taş devrinden kalma ilginç mağaralar ve Urartular döneminden kalma kaya mezarların yanı sıra, endemik bitki türleri, ve ayı, kurt, boz tavşan, kaplumbağa, kirpi, yılan ,kartal, bal porsuğu, kertenkele, domuz, baykuş, tilki, çakal yoğun kuş türü ve birçok bukalemun türlerinede rastlamanız mümkündür, doğa sporları, fotoğrafçılık ve dağ bisikletiyle uğraşanlar için Türkiyenin en ideal ve gizemli yürüyüş rotası.



 


 

 

melekli beldesi kültepe mevkiinde çıkarılan bir obsidyen

Obsidyen, volkan camı (ya da obsidiyen), doğal yollarla oluşan volkanik kökenli bir cam türüdür. Lavın hızlıca soğuması ve kristalleşmeye yetecek kadar zaman geçmeden donmasıyla oluşur. Genellikle felsik lav akıntılarının, soğumanın hızlı olduğu kenar bölümlerinde bulunur. Kristal yapıda olmadığından, keskin kıyıları moleküler inceliğe ulaşabilir. Bu özelliğinden ötürü eski çağlarda ok ucu olarak kullanılmış, günümüzde ise cerrahların kullandığı neşterlerin kesici kısımlarında kullanılmaktadır.Hali hazırda obsidyene cam haline gelmesi için 2 etken vardır.

1) Soğuma hızı
2) Bileşimindeki SiO2 miktarıdır. Obsidyenler özellikle siyah olmakla beraber Yeşil Obsidyen (Nemrut Dağı-Tatvan), Kırmızı Obsidyen (İkizdere-Rize) gibi değişik renklere sahiptir.

HEDİK ÇÖMLEĞİ:melekli yöresinde eski dönemler köy halkı tarafından bilhassa kadınlar tarafından üretilen hedik (tandırda pişirilen bir tür sabah yemeği) çömleği.


eski dönemler yöre halkı tarafından elle yapılan su taşı
 

DİBEK TAŞI: eski dönemler yöre halkı tarafından elle yapılan dibek taşı, sarı taşın menşei ığdır erhacı kırmızı tepeden.


Gem: eski dönemler hayvan gücüyle elde edilen tahıllarda kulanılan bir tür ilkel alet.

 
DİBEK TAŞI: eski dönemler yöre halkı tarafından elle yapılan dibek taşı, sarı taşın menşei ığdır erhacı kırmızı tepeden.


HEDİK ÇÖMLEĞİ:melekli yöresinde eski dönemler köy halkı tarafından bilhassa kadınlar tarafından üretilen hedik (tandırda pişirilen bir tür sabah yemeği) çömleği.

İLKEL DEĞİRMEN TAŞI: Eski dönemler hayvan gücüyle çevrilerek  tahılları öğütmeye yarayan bir tür değirmen taşı
 
melekli ve ığdır  yöresinde geçmiş zamanlar taşıma aracı olarak kulanılan at arabası tekerliği ve dingil

melekli beldesinde bir dönem yaşayan malakanlara (stalin tarafından soykırıma uğratılmış alman ırkı) ait haç taşı

KOTAN: eski tarım aletlerinden

ZERDÜŞ ÇİÇEĞİ: 
 

ĞUM: melekli beldesi baycanlar mahalasinden getirilen bir tür küp, eski dönemler yağ şarap ve sirke gibi besinler muhafaza edilirdi.

 



ĞALÇA: 
 






 






















































































Coşkun Oluz: "Azerbaycan`ın olmadığı yerde Türkiye, Türkiye`nin de olmadığı yerde Azerbaycan vardır" - bu bizlerin şiarıdır."

Iğdır Ata Ocağı Kültür Sanat Sokağı'nı oluşturan kişi, kendisini Azerbaycan kültürünü yaymakla mükellef bilen gönül insan Coşkun Oluzla assasmedya bir söyleşi gerceklestirdi.

 
 
Coşkun Oluz: "Azerbaycan`ın olmadığı yerde Türkiye, Türkiye`nin de olmadığı yerde Azerbaycan vardır" - bu bizlerin şiarıdır."
 
03 Temmuz 2020 - 17:00 - Güncelleme: 03 Temmuz 2020 - 17:0
Coşkun bey, Iğdır`da böyle bir kültür sanat sokağı nasıl oluştu? 


-
Melekli beldesinde Babadan kalma evimiz yapı olarak Azerbaycan Türk Kültürü mimarisine özgün Balahana dediğimiz bir mimari özellik taşıyordu, Balahana evlerine bu coğrafyada sıkça rastlamanız mümkündür. Bende babadan kalma bu yöresel ev yada bir diğer adıyla ocak sönmesin diye  geçmişten günümüze  millet olarak nasıl bir varoluş sergilemişiz, hangi elbiseleri giymişiz  tarımda ve mutfakta neleri kulanmışız, Iğdır’ın halk kültürünün sergilendiği , bir etnografya müzesi haline getirdim ve isminide Ata ocağı kültür ve sanat evi koydum, biliyorsunuz ata ocağı oğuz kültüründe ayrı bir özellik taşır, Ayrıca evin bahçesinde hobi olarak yaptığım biblo ve heykel sanatıyla uğraşmak için bir atölye inşaa ettim  bu atölyede ,Azerbaycan Türk tarihinde adı geçen bir çok Türk hükümdarının biblo ve heykelerini yapmaya başladım, yaptığımız sanatsal çalışmalar zamanla sanatseverlerin ilgisini çekti ve burası sıkça ziyaret edilmeye başlandı, yine Ata ocağına paralel cadde üzerinde doğasever arkadaşlarla bir gezi parkuru oluşturduk, (Nuh’un İzinde Gezi Parkuru)  irem bağlarına giden bu gezi parkuru zamanla doğaseverlerin bisikletli gezi, atlı safari ve doğa yürüyüşü yapmaları için en ideal yerlerden biri oldu. Ata ocağını sık sık ziyaret eden  doğa ve sanat severler bu sokağın bir sanat sokağı olabileceğini bizlerle paylaştılar bizde hemen işe koyulduk. Ata ocağının bulunduğu sokak sanat severler tarafından kültür ve sanat sokağı olarak ilan edildi, sokakta yaptığımız  gönüllü çalışmaları sosyal medyada paylaşınca doğa ve sanata ilgisi olan insanların dikkatini çekti ve onlarda gönüllü olarak gelip bizlerle birlikte sokağğın güzelleşmesi için çalıştılar. Sokakta yaptığımız resim çalışmalarında Türk kültürünün izlerini taşıyan motif ve desenlere özellikle özen gösteriyoruz. Özen gösterdiğimiz bir diğer konuda sokağın doğallığının asla  bozulmamasına büyük özen gösteriyoruz. Sokağın bir diğer özelliğide başta Tebriz, Bakü olmak üzere doğu karadeniz Akdeni ve iç anadolu olmak üzere çeşitli yerlerden evlenerek  burya gelin olarak gelenlerin sayısının çok olmasıdır, bu demektirki burada ayrı bir mutfak kültürü ayrı bir nevruz kültürü oluşmuştur, buda sokağımızın zenginliklerinden birisidir. 

- Peki, toplum nasıl karşıladı bu projeyi? 

-Sokağımızı sanat sokağına dönüştürtükten sonra sokağımızda bulunan herkes hemen benimsedi ve sokak sakinlariyle aldığımız kararda tüm sokak duvarları beyaza boyandı kapı pencereler ise açık maviye, yani sokağımızın  sembol rengi mavi beyaz oldu.  Yine sokak sakinleriyle aldığımız kararda herkes evinin bahçe duvarlarını sarmaşık güllerle donatacaktı bunuda herkes severek yaptı. Daha sonra herkes evinde ne yetiştiriyor veya üretiyorsa  mesela kaysı suyu, keçi sütü, salça, pekmez, erişte, bahçe ürünleri lavaş doğal köy yumurtası ve tavuğu gibi ürünler eski tahtalara yazılarak bahçe duvarlarına asıldı. Şu an doğal köy ürünlerinin satıldığı bir Pazar haline dönüşmeye başladı burası. Bu tür sokaklara genelde ege tarafında rastlamanız mümkündür fakat doğuda bu sokak bir ilk olarak yapıldı ve ığdır merkez ve il dışından yapılan ziyaretçi sayısı her geçen gün artıyor. Şu an mahalle sakinleri oldukça memnun.

- Gelen misafirlerin en çok ilgilendikleri, en çok sevdikleri nelerdir? 

-Sokağımıza gelen misafirlerin en çok ilgi gösterdikleri şey Ata ocağında bulunan Iğdır başta olmak üzere  Nahçivan, İran ve Anadolu  coğrafyasını  kapsayan kitapların  bulunduğu  kent arşivi, Yine Ata ocağında bulunan yöresel kafkas elbiselerini giyip   Sokak sakinlerinden bir at temin edip fotoğraf çektirmeleri ve sokata mahalle sakinlerince üretilen bahçe doğal bahçe ürünlerinden almaları. 

-İleriye yönelik daha neler var aklınızda?

- Yaptığımız gönüllü çalışmaların zaman zaman projelendirip ilgili kurum ve kişilere sunarız. Mesela ığdır’da Haydar Aliyev adına bir parkın ve büstün olmasını proje taslağıyla birlikte dönemin ığdır belediye başkanına sundum kabul gördü şu an Iğdır’da böyle bir park var, bu projeyi belediye başkanına sunduğumuzda yerel ve ulusal basında çıkmıştı haber gazete arşivlerimizde mevcuttur şuan.  yine Iğdır’ın üç ülkeye komşu olması özelliğini göz önünde bulundurarak merkezde bir arsası olan vatandaşa Iğdır Nahcivan Tebriz adına bir Pazar kurulması gerektiğini söyledik oda uygun gördü birlikte böyle bir Pazar oluşturduk halen ığdır’a hizmet vermektedir, Ağrı Dağının turizme açılması için valilik ve Türkiye dağcılık federasyonuyla bir çalışma yaptık şu an Iğdır’da dağcılık sporuyla ilgilenen bir çok gencimiz var, birlikte kurduğumuz Akud kulübü ile İranlı turizm şirketleriyle bir anlaşma yaptık ve o şirketler halen Iğdır’a tur getirmektedirler, Melekli beldesinde Melekli halkıyla birlikte neredeyse kaybolmaya yüz tutmuş kültürümüz olan Nevruz şenliklerini yeniden canlandırarak Melekli’de bir marka haline getirdik. Ayrıca yine sanat sokağına paralel yaptığımız Nuhun İzinde gezi Parkurunun bitiminde bulunan Kültepe üzerinden Ağrı Dağı korhan yaylasına giden eski ipek yolunu harekete geçirip Ağrı dağına çıkışlar için yeni bir rota oluşturmayı hedefliyoruz burada gönüllü doğa severlerle bir takım çalışmalar yaptık, ileride projeyi tamamlayacağız,  benim temennim  bu çalışmalarımızı ilgili kurumlar yakın bir zamanda projelendirip hayata geçirsinler o zaman Iğdır turizmde bölgede marka bir şehir olarak adından söz ettirir. 

- Azerbaycan`a söylemek istediğiniz neler var? 

- Şu ana kadar yaptığımız tüm çalışmalarda Azerbaycan Türk kültürünü hep ön planda tuttuk, merhum Haydar Aliyevin “ Biz bir millet iki devletiz” sözünü hep kendimize ilke edindik, yaptığımız tüm çalışmalarda Türkiye ve Azerbaycanı hep bir bütün olarak gördük, ve dili bir kültürü bir yolu bir bu ikiz ülkeyi hep eşit olarak işledik, bundan sonrada bu şekil devam edeceğiz. Dünyanında kabul ettiği gibi Azerbaycanın olmadığı yerde Türkiye vardır, Türkiyeninde olmadığı yerde Azerbaycan vardır bu bizlerin şiarıdır. 

Söyleşi: Oktay Hacımusalı

Kaynak: https://asasmedya.info/news/culture

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol